7 Mayıs 2012 Pazartesi

Ne zor 'sen' diyip susmak




    Ne zor sen diyip son vermek umutla başladığım mısralara.ne zor sen diyip uçuşan sarı yaprakların gökyüzünden süzüle süzüle hüzünlü şarkılar gibi anımsatması gidişini bana. yavaş yavaş herşey gidip kayboluyor dönmesi mümkün olmayan insanlar bile var...hepsi birer birer siliniyor,yapayalnız kalıyoruz silik silik…bir sebep,bir bahane üretilmeden öylece yapayalnız gidiliyor. Arkasına bakmadan giden de var yüreğini bırakıp gidende… en çok bir gidiş bunaltıyor yüreğimi,gökyüzünden iniyor sanki karabulutlar… inliyor sanki karabulutlar giden yarımı birleştirmek için… yüreğim gidiyor,beynim gidiyor,aklım-mantığım gidiyor,canım gidiyor,içim yanıyor… Gülüşün geliyor aklıma aniden. Gökyüzünden yağmurun habercisi iniyor. Karabulutlar çöküyor dizlerimin dibine. Bir gök gürültüsü…Bir şimşek çakıyor suratıma… Gidişine ‘Eyvallah’ deyişimin karşılığında… sarışın yapraklar doluşuyor ayaklarıma. Baştan aşağı iniyor gözlerimden ayaklarıma kadar. En  sonunda bir hıçkırıklı bir ağlayış,bir yağmur damlası süzülüyor gözlerimden aşağı gözyaşlarımla karışık. Arkana bakmadan gidişinin ardından bir karanlık düşüveriyor umutlarıma. Sana uzanarak titreyen ellerim geri çekiliyor,vazgeçiyor verdiği sözden… arkamı dönüyorum, gitmek istiyorum… Yeni umutlarımın peşine düşecekken,tersi yönde bir rüzgar itiveriyor,geri çeviriyor isteklerimi… Aldırmadan devam ediyorum...dizlerime kapanmış karabulutlar çekiliyor sanki.yağmur daha bir şiddetli yağıyor ‘gitme,kal’ der gibi… gidiyorum bu şehirden geçiyorum umutlarımdan,vazgeçiyorum senden elimle itiyorum benliğimi en çokta sensizliğimi bırakıp gidiyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder