20 Ocak 2016 Çarşamba

sokak lambası

Kimsesiz bir sokakta, yalnız bir sokak lambasının altında
Beki bir umut filiz olur, belki de yeşermeden son bulur
Karanlık bir kaldırım çeker bedenimi ıssız bir sokağa.. ben düşe kalka bulurum bir cılız ışık belirtisini. Dizlerimde yaralar bereler.. yüreğimde taptaze bıraktığın suretinin gölgesi. Sokak lambası altında çıldırmışçasına dönüyor yüreğim, ateşe aşık sinek misali..
Sokağın öteki ucunda sen beliriveriyorsun.
Yüreğim kanatlanıp uçuveriyor, benden geriye bedenim bile kalmıyor.. soluk soluğa kalıyorum yaşadığımı hissediyorum tüm bedenimde.. tüm bedenim sen oluveriyor..kalbim sen oluveriyor… kalbim her bir zerreni aklıma kazıyor..
Sokağın öteki ucunda sen belirmiyorsun!
Sokağın öteki ucunda seni hayal ediyorum ben. Yüreğim kanatlanıp uçmuyor… bedenim çakılmışçasına kala kalıyor durduğu yerde.. kalbim büsbütün sen olmuş… yüreğimin ağırlığından adım dahi atamıyorum.. kala kalıyorum öylece.. bir tükenilmişlik çökmüş ki nefes alışlarımda bile ağırlığını hissediyorum.. kanatlanıp uçuveriyor her bir yanımda ne varsa, ben öylece kalakalmış seyrediyorum.. gözleri m kısık.. boğazım düğüm düğüm.. sesim de kısık.. bir şeyler söylemek zor geliyor yüreğime… kafamda dolaşırken onca söylenmeyi bekleyen sözler, ben susakalmış seyrediyorum uçuşan her bişeyi.. yüreğimin ağırlığı geçmiyor… burnumun direğinde buram buram tütüyorsun.. gözlerim kısık uzaklarda seni arıyorum.. lambanın altı hariç her yer zifiri karanlığa boyanmış..
Şu sokak lambası umut oluyor bana, ben göremesem de zifiri karanlığın ötelerinde seni… ben hep aynı sokak lambası altında geleceğin  günü  bekliyor olacağım nasılsa..
Kimsesiz bir sokağın kimsesiyim, yalnız bir sokak lambasının yanı başında kıpırdayaman direği..

Belki bir umut filiz olur yüreğimde, belki de yeşermeden lambası söner sokağımın..


(28.12.2015)

aç sevgili kapılarını şehrine geldim

Gün akıp gidiyor rüzgarlar esiyor ellerimin arasından…bir dağ meltemi dibinde oturmuş bir şehir izliyorum gözlerim kapalı…
Bir şehir izliyorken o şairi hatırlıyorum sıcacık bir yaz günü esen soğuk rüzgarın kokusunda.. bir şehir neden gözleri kapalı izlenir derken kıyısında buluyorum kendimi yaşadığın şehrinin.. bir tepeye çıkıyorum bakınıyorum sağına soluna… sen geliyorsun oturuyorsun yine baş köşesine yüreğimin… gözlerim kapalı seyre dalıyorum seni… şehrinin karşısında gözleri kapalı kalıyorum…. Zaman duruyor ben hala izliyorum seni… gözlerinin güzelliğinde kayboluyorum.. gözlerinden akarken buluyorum kendimi ve dalıyorum göğsüne.. suretinin her bir zerresi düşüyor ellerime.. avuçlarımla topluyorum seni..
Rüzgar durmak nedir bilmiyor.. kokun sarıyor gözleri kapalı izlediğim şu şehri… koca şehre sarılmak geliyor içimden.. sersemleştiriyor kokun beni.. tüm gücümle gözlerimi açıyorum ve zifiri karanlığın ötesinde bir karanlık takip ediyor gerimi… önümde bir bir yanmaya başlıyor şehrinin ışıkları…
şehrinin ışıkları bile güzel sevgili! diye haykırıyorum..derin bir nefes alıyorum. İçime bürünüyorsun.. büsbütün sen oluyor nefesim…
şehrine geldim sevgili!
aç kapılarını…
aç sevgili kapılarını şehrine geldim…

sana geldim…


(28.12.2015)

sahiplenilmemiş cümleler

Bir başka şairin dilinden değilde sana kendi dizelerimden yazacakken ben… sen başka şairlerin dizelerinden seviyorsun bir başkasını…
Dizeler bir başkasına akıyor hoyratça..
sen başkasına yazıyorsun dilim okuyorken bu satırları, kalbim kan ağlıyor her hecesinde.. kelimeler ardı ardını kovalıyor kalbim göğüs kafesimden fırlıyorken buluyor kendini.. cümle  noktasını bulmadan bir kalp düşüyor yardan.. burnumun direği sızlıyor.. gözlerim bulanık bulanık.. burnumda bir acı hissediyorum .. ardından boğazım düğümleniyor.. göz kapaklarım düşüyor, birkaç metre ötesini dahi göremiyorum.. çok uzaklarda sen beliriveriyorsun.. suretin düşüyor göğüs kafesime.. nefesim daralıyor.. her bir zerren her bir zerreme değiyor ve ben artık yavaş yavaş kayboluyorum.. hafiflediğimi hissediyorum..
derken bir çığ düşüyor gözlerimin önüne, sen bir başkasına sesleniyorsun bir şairin dilinden.. bense şair oluyorum sana kendi dizelerimden..
bir düşen çığın felaketinde sana yazıyorum
bir şarkının ezgisinde sana sesleniyorum
bir hece sen oluveriyor
bir kelime büsbütün sana ait oluyor
her kelime ardı ardına sana sesleniyor, sona gelirken tamamen sen oluyorsun kalemim kağıdım..
saniyeler sen oluyor .. dakikalar seni  düşlemekle geçiyor.. dakikalara dalarken saatler çoktan sen olmuş ve gün bitmiş bir gün daha seni geride bırakmışken buluyorum zamanla… zaman akıp gidiyor sen üstüne sen katıyor.. sen seslenirken başka şairlerin dilinden bir başkasına.. ben de şair oluyorum sana… sen de bana şiir.. senden bi haber.. istemsiz… sitemli..
günler geçip gidiyor..gölgene bile hasretken buluyorum kendimi..

sonra bir başka şair oluyorum sana yine ben..


(28.12.2015)

23 Eylül 2013 Pazartesi

23.09.13'

bende aradığını bulamazsın
istediğin de verilmez  benliğimde..
tek hecedir
yokluğunun sığdığı bunca büyük aleminde
'git' dedim
'bir daha dönmemek üzere!'

25 Ağustos 2013 Pazar

07.05.2013 - Salı



bir buğulu pencereden bakarsın hayata.. gözlerinden düşen insanları
seyre dalarsın.. birbir düşer seyre dalarsın da; acı verir her biri, bir
parçanı da onlarla akıtırsın..gidenlerde senden eser kalmaz..kalan sende eski
senden eser bırakmaz..üzüntülerimiz, kırgınlıklarımız,düşlerimiz, veya
sevdiklerimiz..hepsini toplasan beş kuruş eder mi acaba..
...

durmam artık
bu gözlerimi yaşlandıran buğulu penceresi önünde.. ne bu kuru saksıdaki saçaklı mor çiçek
bağlar, ne de yol ettiğin şu penceremin önündeki kaldırım sebebim olur seni son kez
görme isteğime..durmam..duramam..

sormam.. sorgulamam.. bir tek kırıntısını sorgulayamam aşkının..ne ben sevebildim
adı aşk denecek kadar.. ne de bu sevgiyi hak edebildim sen benimsin diyecek kadar..
penceremin buğusuna çizerim ismini.. yanına karalarım beceremediğim sevginin
iki kelimesini...

anlayamadığım dilini, çözemediğim bir gurbetteyim şimdi.. çepeçevrenlemiş insan sesleri
ben duyamıyorum..ben anlayamıyorum.. bakıyorum.. dalıyorum.. adına sen diyorlar buralara..
her yerde seni arıyorum, bulamıyorum.içimde bir sen buluyorum..benden çok uzak bir yerde
.. işte o kadar uzak, dağların arkasında.. gözlerimden sen düşecek oluyor..sendeki olmayan
'ben' de hak bulamıyorum..

ne gecesi ayazlanan bir yalnızım artık ne de aşkının sarhoşluğunun
başına vurmuş bir Leyla.. ben sevemedim.. ben beceremedim sevdim diyecek kadar
seni.. en büyük hata sendeydi belki ama.. belki de sen hak etmedin bendeki seni..


ve ben giderim ardı buruk kesik kesik bir el sallanır durur arkamdan..
ve sonra sen gidersin kendimi el sallarken bulurum arkandan..!

10 Ağustos 2013 Cumartesi

22.04.13' - Pazartesi

yağmurlu bir günün ardından, güneş batmak üzere.. her yerde parça parça karanlıkların toplaştığı ve penceremden bunları izlerken döküyorum şu mısraları...
dışarıda günlük işlerin telaşı sürerken, gönlümde bir burukluk ve terkedilmişlik müebbet yemiş. üzülmeye dahi karar veremiyorum, yaşanmışlıklara..
ben ne diyeceğim...
ne diyeceğimi bilemezken hayat devam ediyor, benim filmimim koptuğu yerden..
hüzün... bir filiz baş göstermesin yüreğimde.. bütün mutluluklarıma bedel ve birbir çağırıyor geçmişten kırgınlıklarımı, hüzünlerimi, acılarımı.. dışarıda yağmur taneleri birbir inmeye başlıyor tekrar. günün onca tozunu, toprağını üzerinde barındırmış ağaç yapraklarının, üzerinden kayıp gidiyor. yağmur taneleri.. bir yağmur tanesi isterdim, belki bir fırtına yahut tufan.. onca yaşanmışlıkların üzerimdeki tozunu toprağını savuran.!

24.04.13'

öylesine savuramıyorum kelimeleri, öylesine elimin tersiyle itemiyorum yaşanmışlıkları ... her bir yaşanmışlık biraz daha alevlendiriyor intikam diye adlandırılan hislerimi.. canım acıyor..canım yanıyor... yandığım kadar yakmak istiyorum.. yakacağım ne bir eksik ne bir fazla. olduğu kadar.. yaktığı kadar.. dönüyorum ve soruyorum; ben böyle miydim? böyle yapmak ister miydim?
 ...

        ah ne kadar canım yanmış meğer ki, yaktığı kadar yanıyorum hala. ve beynimde bir tutam kor... alevleniyor düşündükçe ben seni. sinirlenmeye başlıyorum ve kanını akıtıp içerken buluyorum kendimi...

        an ve an çığlıklar yükseliyor.. sessiz direnişlerim vardı eskilerde.. şimdi ise dibe itiyorum onları. alevlendikçe çığlığa vuruyorum kendimi...

        her şeyden vazgeçecek oluyorum. fakat yandığım kadar yakmaktan alıkoyamıyorum hiçbir zerremi..

        'sen' diyorum son olarak...
'sen' diyorum..
'geçmiş' diyorum.. 'geçmişim' diyorum..
'aslında hiç geçmeyecek' diye ekliyorum...