15 Mart 2013 Cuma

gitmemelisin

kalmasını beklemeyeceksin.. 'kal' diyeceksin..
     
      'kal' demesini bilmiyorsan hiç beklemeyeceksin..


10 Mart 2013 Pazar

sen de buluyorum


her duygunun sonunda kendimi sende buluyorum. bir isim koyamıyorum bu son durağa.. bir serzeniş bir hüzün boğuyor sen dolu gözlerimi. Özlem kısa alır aşka hiç benzemez.. ben kelimelerin kifayetsizliğinde özlüyorum seni. aslını anlatamasa da yine de aşığım galiba. Aşığım ve dibe çekilmiş bütün sözlerim. ben diyemedim, diyemiyorum, diyemeyeceğim. diyemeyeceğim de. ben mutsuzum, ben çaresiz bir umutsuzum. 

/ben aslında yapayalnız.. bir sensizim.

7 Mart 2013 Perşembe

" mutlu musun? "



Şimdilerde iki satır dönüyor hesapsız cümlelerimde. mutluluk uzak kalmış, gün geçtikçe içerleniyor sessiz bir ney fısıldısı sanki. yelkovanla akrep ardı ardını kovalarken, saatler suskun, zaman aleyhimize işlemekle meşgul... pişmanlıklar savruluyor yıldız misali gökyüzünden. bir akıllanmışlık dem vuruyor kapı eşiklerime. düşlerimde savruluyor gülüşün... sarpa sarıyor onca kurulmayı bekleyen hayaller. gecekondu mahallesini inleten bir ninni oluveriyor, şimdilerde dönen iki satır. yağmur olup düşüyor avuçlarıma.. rüzgar olup savruluyor saçlarımın arasında.. bir gurbet hasreti tüttürüyor gözlerimde. yüreğim içerlenecek oluyor, dilim 'sus' deyiveriyor ardından.

"mutlu musun?" sözleri iniliyor, gecesi ayazlanan nemli gecemde. soba ateşi alev almış, koydum çayı üstüne.. üzerine al bütün pişmanlıklarını, özlemlerini..
kalk!
gel!
iki lafın belini kıralım.. karşılıklı oturalım,
sen anlat...
ben, dinlemiş gibi yapıp, uzaklara dalayım.. kendimi ele vermişliğinin esir kaldığı, hüzün dolu gözlerinde...

Kaybolayım.

5 Mart 2013 Salı

bir gün,
elini ayağını çekeceğin zamanlar çalar kapını
onun için diyorum;
fazla yerleşme
yerleştirme hayatına insanları.

4 Mart 2013 Pazartesi

gurur tablosu


gururum idam sehpasındaki mahkum gibi asi...
bırakıp gitmişliğinin ardından ağlayamam..
ne zaman buğulansa özleminin demindeki gözlerim, enseme yapışır gururum.. anarşist duygular baş gösterirken filizlenecek umutlarıma..
ne özleyebiliyorum utancımdan.. 
ne de geriye bakınabiliyorum gururumdan.. 
özlemek dem vururken asi isyanlarıma.. 
gurbet hasreti çektirecek oluyor gururum bana. 
sen, 
benden giderken, karşılığında da 
bir benden gidiyorum bende. 
serzenişlerim bir kıyı kadar sessiz kalıyor özlemimin yanında.. 
hiçbir şey bırakmıyorum yerli yerinde, 
dağıtıyorum ucu bucağı görünmeyen hasretimi.. dilime tercüman bulamıyorum, 
susup kalıyorum.. 
kelimeler yetmiyor.. 
ne bir bakışta bulabiliyorum cevabımı, 
ne de 
bir sessizlik yanıtlıyor cevapsız sorularımı.. 
özlemek...
bulamıyorum cevabını... 

susarken özlemek.. 
en iyi bildiğin sorunun cevabına öylece nokta koymakmış 
bir sonraki soruyu es geçerek bir daha geri dönmeyerek.. 
asi olmakmış, 
yalnız fırtınalar süslü kara bulut kaplı gecelerde.. 
belki bir gün ben olurum 
kendimi bulurum 
ya da bir taburede asılı dururum 
ama 
hiç bir zaman ölmez şu acımasız kansız gururum!

özlüyor olabilirim



bugün günlerden pazartesi ve ben seni çok özledim değil.. bugün günlerden bilmem ne, ama ben hep seni özledim..
Özlüyorum ve güneşi arkama alıp terk ediyorum ucu bucağı gözükmeyen bir yola giriyorum.. her adımda güneş arkamda kalıyor..benliğimi ise ta gerilerde bırakıyorum..
benden bir kırıntı kalmıyor..
dizlerime kadar uzanan boylu boyunca gölgemde, tek bir kırıntıya dahi rastlanmıyor..
benliğim geride terkedilmişçesine dururken, yanıma hüzünlerimi alıyorum bütün kararlılığımla.. her adımda çökerken üzerime sensizliğin zifiri soğuk yalnızlığı, ben vazgeçmiyorum bu yoldan.. devam ediyorum her yanımı sarmış karanlığa isyan çıkartarak..
çığlıklarımı duymaz oluyorum..
gözlerimden akan yaşı görmezden geliyorum..
yüreğim çığlık çığlık serzenişteyken,
ben...
hala seni özlüyorum..
gözlerim arkada kalıyor buğulu buğulu,
ben...
yine seni özlüyorum..
aslında ne kadar gitsem de yanımda bir parçada senden götürüyorum..uçsuz bucaksız yol yoruyor dizlerimi, ben nefes alamıyorum..nemli bir soğuk çöküyor gökyüzüne kalp atışlarım öteki tepeden duyuluyor.
yoruluyorum.
soluk soluğa kalıyorum..
ellerim dizlerimde çöküyorum..
gözlerim nemli ileriye bakınıyorum..
sisli nemli karanlık kirli bir gökyüzü yoruyor gözlerimi...
ben...
hala seni özlüyorum..
yağmur taneleri düşüyor her biri gözlerin sanki.. yakıp geçiyor nereye değse her bir zerresi.
kaçıyorum ..
bir sığınak arayışı içerisine giriyorum.. ne kadar  koşsam da bir asfaltlı yol nemli bir gökyüzünden başka hiçbir şey göremiyorum..
yolun başında ta arkalarda sen..
gözlerim seni izliyor..
ne yapsam da ben hala seni özlüyorum..