6 Eylül 2012 Perşembe

ne olabilir ki yaşamakta bizi ısrarcı yapan ?



ne olabilir ki hayatı yaşamakta bu kadar ısrarcı yapan?

yaşamayı bu kadar sorgulayan ne olabilir? Bomboş sokaklardaki isyansız kaldırımlar mıdır,hayata bağlayan? Ya da filizlenmiş bir meyve ağacı mıdır ki hayata tutunduran ? ...

Kiminde sokakta aceleci koşuşturan bir çocuk kadar hevesliyken yaşam. Kiminde sigara dumanı kadar yalnız ve çaresiz üstelik baştan sona savurgan. Adı aşk olan tutkuyla sarılan kalpler çoşar. Yalnız sokakların kaldırımlarına düşen sokak lambalarının altındaki yalnız çaresiz bir ışık altına... o vakitten sonra aşk gören yalnız sokak,çaresiz kaldırım ve sokak lambası,mutluluk gördükten sonra ;
Yalnız çaresiz olabilir mi? Çaresizliğinin dibi tutar varoşlarda aşsız kaynayan bir tencere misali...

Hiçbir şey bu kaldırımlar kadar,bu çaresiz yollar kadar ve sokak lambaları kadar gerçekçi,apaçık ortada ve her mili kadar yaşamın ne olduğunu anlayıp anlatmayacak dilsiz şahit olamaz. Her şeyi çıplaklığıyla görüpte mutlu olamazken bu kaldırımlar,ne arayışı içindeyiz ki biz çaresiz kullar ?!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder